Radikal Gazetesinde çıkan 2.7.2008 tarihli yazımız için bkz.
http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=HaberDetay&ArticleID=886311&Date=02.07.2008&CategoryID=99
28 Ekim 2011 Cuma
6 Ağustos 2011 Cumartesi
İngiltere'deki Öğrencilere Müjde - Yerleşim Serbestisi - Vizesiz Avrupa
21 Temmuz 2011 tarihinde Avrupa Birliği Adalet Divanı Türklerin lehine bir karar daha verdi.
Bu kararda İngiltere'de okuyan ve daha sonra kendi işini kuran bir Türk vatandaşının (Tural Oğuz) yerleşim hakkı olduğunu kabul etti. Yani bir Türk vatandaşı İngiltere'ye önce öğrenci olarak gitse bile daha sonra serbest meslek sahibi olarak kendi işini kurduğu takdirde İngiltere'de kalabilecektir. Daha önceki Savaş (2000) ile Tüm ve Darı (2007) kararlarında Türk vatandaşlarının vizesiz olarak yerleşim hakkı olduğu kabul edilmişti. Yeni kararı önceki kararlardan ayıran yön ise, daha doğrusu kararın tartıştığı husus, yerleşim hakkı konusunda hakkın kötüye kullanımı olup olmadığı idi. ABAD açık bir şekilde Katmaprotokol m. 41'e dayanan bir öğrencinin hakkı kötüye kullanmadığına hükmetti. Gelecek açısından dikkatli olunması gereken ise hile veya hakkın kötüye kullanılması şeklinde olabilecek açık durumlara vatandaşlarımızın yönelmemesidir. Ama hak aramak en temel hakkınızdır. Özellikle İngiltere'de öğrenci olarak gidip orada kalmak ve kendi işini kurmak isteyenlere ret talebi veren İngiliz yetkililerin sığındığı "hakkın kötüye kullanılması" veya "hile" gibi gerekçeler artık geçerli olmayacaktır.
Kararın tam metni için bkz.:
http://curia.europa.eu/jurisp/cgi-bin/form.pl?lang=en&newform=newform&Submit=Submit&alljur=alljur&jurcdj=jurcdj&jurtpi=jurtpi&jurtfp=jurtfp&alldocrec=alldocrec&docj=docj&docor=docor&docdecision=docdecision&docop=docop&docppoag=docppoag&docav=docav&docsom=docsom&docinf=docinf&alldocnorec=alldocnorec&docnoj=docnoj&docnoor=docnoor&radtypeord=on&typeord=ALL&docnodecision=docnodecision&allcommjo=allcommjo&affint=affint&affclose=affclose&numaff=&ddatefs=&mdatefs=&ydatefs=&ddatefe=&mdatefe=&ydatefe=&nomusuel=&domaine=&mots=Turkey&resmax=100
Bu kararda İngiltere'de okuyan ve daha sonra kendi işini kuran bir Türk vatandaşının (Tural Oğuz) yerleşim hakkı olduğunu kabul etti. Yani bir Türk vatandaşı İngiltere'ye önce öğrenci olarak gitse bile daha sonra serbest meslek sahibi olarak kendi işini kurduğu takdirde İngiltere'de kalabilecektir. Daha önceki Savaş (2000) ile Tüm ve Darı (2007) kararlarında Türk vatandaşlarının vizesiz olarak yerleşim hakkı olduğu kabul edilmişti. Yeni kararı önceki kararlardan ayıran yön ise, daha doğrusu kararın tartıştığı husus, yerleşim hakkı konusunda hakkın kötüye kullanımı olup olmadığı idi. ABAD açık bir şekilde Katmaprotokol m. 41'e dayanan bir öğrencinin hakkı kötüye kullanmadığına hükmetti. Gelecek açısından dikkatli olunması gereken ise hile veya hakkın kötüye kullanılması şeklinde olabilecek açık durumlara vatandaşlarımızın yönelmemesidir. Ama hak aramak en temel hakkınızdır. Özellikle İngiltere'de öğrenci olarak gidip orada kalmak ve kendi işini kurmak isteyenlere ret talebi veren İngiliz yetkililerin sığındığı "hakkın kötüye kullanılması" veya "hile" gibi gerekçeler artık geçerli olmayacaktır.
Kararın tam metni için bkz.:
http://curia.europa.eu/jurisp/cgi-bin/form.pl?lang=en&newform=newform&Submit=Submit&alljur=alljur&jurcdj=jurcdj&jurtpi=jurtpi&jurtfp=jurtfp&alldocrec=alldocrec&docj=docj&docor=docor&docdecision=docdecision&docop=docop&docppoag=docppoag&docav=docav&docsom=docsom&docinf=docinf&alldocnorec=alldocnorec&docnoj=docnoj&docnoor=docnoor&radtypeord=on&typeord=ALL&docnodecision=docnodecision&allcommjo=allcommjo&affint=affint&affclose=affclose&numaff=&ddatefs=&mdatefs=&ydatefs=&ddatefe=&mdatefe=&ydatefe=&nomusuel=&domaine=&mots=Turkey&resmax=100
1 Ağustos 2011 Pazartesi
Reklam Hukukuna İlişkin Almanca Kitabımız
Das Recht der Werbung in der Türkei im Vergleich zum deutschen und europäischen Recht
Frankfurt/M., Berlin, Bern, Bruxelles, New York, Oxford, Wien, 2003. XXII, 319 S.
Europäische Hochschulschriften: Reihe 2, Rechtswissenschaft. Bd. 3571
Print:
SFR 91.00 / €* 68.80 / €** 70.70 / € 64.30 / £ 58.00 / US$ 96.95
ISBN 978-3-631-50457-4 br. Order online: www.peterlang.com
Book synopsis
Seit dem Beitritt der Türkei zum Zollgebiet der Zollunion im Jahre 1996 besteht die Warenverkehrsfreiheit zwischen der EG und der Türkei.
Das Funktionieren der Zollunion setzt die Angleichung der türkischen Rechtsvorschriften an die der Europäischen Gemeinschaft voraus.
Aufgrund der Rechtsprechung des EuGH kommt werberechtlichen Bestimmungen bei der Warenverkehrsfreiheit eine sehr große Bedeutung
zu. Die Harmonisierung der türkischen werberechtlichen Vorschriften dient nicht nur dem freien Warenverkehr zwischen der Türkei und
der Europäischen Gemeinschaft, sondern fördert damit weiter ihre bereits engen wirtschaftlichen Beziehungen. In dieser Arbeit werden die
türkischen werberechtlichen Bestimmungen auf rechtsvergleichender Grundlage untersucht. Schwerpunkte stellen dabei die Generalklauseln
im Wettbewerbs- und Verbraucherschutzrecht, die irreführende und die vergleichende Werbung sowie Probleme der Fernsehwerbung und der
produktspezifischen Werberegelungen dar.
Contents
Aus dem Inhalt
Regelung im Verbraucherschutzgesetz - Irreführende und vergleichende Werbung, fernsehspezifische und produktspezifische
Werberegelungen - Wettbewerbsrechtliche Sanktionen, Sanktionen im Verbraucherschutzrecht, Werbeselbstkontrolle.
: Das Recht des unlauteren Wettbewerbs, insbesondere die wettbewerbsrechtliche Generalklausel, Generalklauselartige About the author(s)/editor(s)
Der Autor: Hamdi Pinar, Jahrgang 1971, studierte von 1989 bis 1993 an der Juristischen Fakultät der Universität Ankara. Seit 1994 ist er
Rechtsanwalt in der Türkei. Nach dem Abschluß des Magisterstudiums 1998 an der Ludwig-Maximilians-Universität München erstellte er die
vorliegende Arbeit als Stipendiat am Max-Planck-Institut für Geistiges Eigentum, Wettbewerbs- und Steuerrecht. Ab November 2002 übernimmt
der Autor eine Lehrtätigkeit im Bereich des Wirtschaftsrechts an der Juristischen Fakultät der Universität Baskent in Ankara.Das Recht der Werbung in der Türkei im Vergleich zum deutschen und europäischen Rechthttp://www.peterlang.com/download/datasheet/34631/datasheet_50457.pdf Pinar, Hamdi
21 Temmuz 2011 Perşembe
16 Haziran 2011 Perşembe
ABAD'dan Türklerin Lehine 2 Yeni Karar
AB Adalet Divanı 26.5.2011 tarih ve C‑485/07 sayılı kararı ile sosyal haklar konusunda önemli yeni bir karar; 16.6.2011 tarih ve C‑484/07 sayılı karar ile de aile bireylerinin kalma hakları ve eşlerle ilgili önemli bir karar verdi. İlginen arkadaşlara duyurulur. Bu konuları sadece akademik çerçevede takip ettiğimiz için bu konulardaki sorularınızı lütfen üye ülkedeki konu ile ilginen avukatlarınıza sorunuz. Hep başkasından beklemek yerine haklarımızı aramaya devam edelim ki böyle kararlar çıksın. Zira hak verilmez alınır. ABAD'ın sayfasından bu kararlara 22 dilde ulaşmanız mümkün (Not: Türkiye üye olmadığı için maalesef Türkçesi yok):
http://curia.europa.eu/jurisp/cgi-bin/form.pl?lang=en veya Almanca için bkz.:
İlk karar: http://curia.europa.eu/jurisp/cgi-bin/form.pl?lang=de&newform=newform&Submit=Suchen&alljur=alljur&jurcdj=jurcdj&jurtpi=jurtpi&jurtfp=jurtfp&alldocrec=alldocrec&docj=docj&docor=docor&docdecision=docdecision&docop=docop&docppoag=docppoag&docav=docav&docsom=docsom&docinf=docinf&alldocnorec=alldocnorec&docnoj=docnoj&docnoor=docnoor&radtypeord=on&typeord=ALL&docnodecision=docnodecision&allcommjo=allcommjo&affint=affint&affclose=affclose&numaff=&ddatefs=&mdatefs=&ydatefs=&ddatefe=&mdatefe=&ydatefe=&nomusuel=&domaine=&mots=T%C3%BCrkei&resmax=100
İkinci karar ise:
http://curia.europa.eu/jurisp/cgi-bin/form.pl?lang=de&newform=newform&alljur=alljur&jurcdj=jurcdj&jurtpi=jurtpi&jurtfp=jurtfp&alldocrec=alldocrec&docj=docj&docor=docor&docdecision=docdecision&docop=docop&docppoag=docppoag&docav=docav&docsom=docsom&docinf=docinf&alldocnorec=alldocnorec&docnoj=docnoj&docnoor=docnoor&radtypeord=on&typeord=ALL&docnodecision=docnodecision&allcommjo=allcommjo&affint=affint&affclose=affclose&numaff=485%2F07&ddatefs=&mdatefs=&ydatefs=&ddatefe=&mdatefe=&ydatefe=&nomusuel=&domaine=&mots=&resmax=100&Submit=Suchen
http://curia.europa.eu/jurisp/cgi-bin/form.pl?lang=en veya Almanca için bkz.:
İlk karar: http://curia.europa.eu/jurisp/cgi-bin/form.pl?lang=de&newform=newform&Submit=Suchen&alljur=alljur&jurcdj=jurcdj&jurtpi=jurtpi&jurtfp=jurtfp&alldocrec=alldocrec&docj=docj&docor=docor&docdecision=docdecision&docop=docop&docppoag=docppoag&docav=docav&docsom=docsom&docinf=docinf&alldocnorec=alldocnorec&docnoj=docnoj&docnoor=docnoor&radtypeord=on&typeord=ALL&docnodecision=docnodecision&allcommjo=allcommjo&affint=affint&affclose=affclose&numaff=&ddatefs=&mdatefs=&ydatefs=&ddatefe=&mdatefe=&ydatefe=&nomusuel=&domaine=&mots=T%C3%BCrkei&resmax=100
İkinci karar ise:
http://curia.europa.eu/jurisp/cgi-bin/form.pl?lang=de&newform=newform&alljur=alljur&jurcdj=jurcdj&jurtpi=jurtpi&jurtfp=jurtfp&alldocrec=alldocrec&docj=docj&docor=docor&docdecision=docdecision&docop=docop&docppoag=docppoag&docav=docav&docsom=docsom&docinf=docinf&alldocnorec=alldocnorec&docnoj=docnoj&docnoor=docnoor&radtypeord=on&typeord=ALL&docnodecision=docnodecision&allcommjo=allcommjo&affint=affint&affclose=affclose&numaff=485%2F07&ddatefs=&mdatefs=&ydatefs=&ddatefe=&mdatefe=&ydatefe=&nomusuel=&domaine=&mots=&resmax=100&Submit=Suchen
7 Mayıs 2011 Cumartesi
Danimarka'dan Vizesiz Avrupa Kararı
http://www.sabah.com.tr/Ekonomi/2011/05/07/danimarkadan-vize-mujdesi
Kamuoyuna duyurulur:
Kamuoyuna duyurulur:
Prof.Dr. Harun GÜMRÜKÇÜ'nün konuya ilişkin gönderdiği yazıyı aşağıya ekliyorum:
VİZESİZ AVRUPA YOLUNDA BÜYÜK ADIM
Göç ve Uyum Bakanlığı’nın Hukuki değerlendırmesine göre:
Danimarka’dan Doğru Adım:
Danimarka’nın Göç ve Uyum Bakanlığı’nın Avrupa Birliği Adalet Divanı’na yansıyan davalara dayanarak yaptığı Hukuki değerlendırmesine göre Türkiyeden Danimarkaya gidecek
· çalışanlar ve serbest meslek sahipleri için vize zorunlulugu kalktı.
· Danimarkada bu ülkede halen çalışmakta olan Türklere 1973’ten itibaren yürürülüğe giren tüm kısıtlamalar uygulamadan kalkacaktır.
· Avrupa Adalet Divanı’nın 11 Mayis 2000 tarihinden başlayarak aldığı altı değişik kararlar (Savaş; Abatay/Şahin; Tüm/Darı; Soysal; T. Şahin ve Toprak) ışığında Danimarka yasaları tekrar gözden geçirilerek onların Türklere karşı uygulamaları değitirilecektir.
· Danimarka yasalarında bundan böyle yapılan geriye doğru kötüleştirilmeler Türklere uygulanamayacaktır. İyileştirmelerde Türkler tam olarak faydalanacaklardır.
Danimarka Göç ve Uyum Bakanlığının açıklamasında ABAD kararlarının ayrıca aşağıdaki alanlarda sonuçları olacaktır:
1) Çalışanlar ve serbest meslek sahipleri ve hizmet verenler için oturma/çalışma izinleri koşullarında sonradan yapılan düzenlemeler hukusuz sayılacaktır.
2) Çalışanlar ve serbest meslek sahipleri ve hizmet verenler için için vize zorunluluğu kaldırılmıştır çünkü 1980 yılına kadar bu uygulama yoktu.
3) Danimarkada yaşayan Türkler için daha önceki izinlerin biçimine bakılmaksızın engeller koyulması yasaklandı.
4) Oturma çalışma izinlerinde gelecekte yapılacak kısıtlamalar Türklere uygulanamaz. Gelecekte yapılacak kolaylıkların Türklere karşı uygulanmamazlık yapılamaz.
5) Aile üyelerinin birleştirilmesinde de uygulanabileceği değerlendirmesine göz önünde bulundurulmalıdır.
6) Davanın aile birleştirmeleri ve sınırsız/sürekli oturma izni için bir anlamı /sonucu olmayacağı değerlendirilmiştir. Dava Danimarka hukukuna göre uygulamaya geçmek üzeredir.
7) Daha önceki davaların değerlendirilmesi için gerekli yönetmelikler en kısa zamanda oluşturulacaktır.
8) Bakanlık gelecekteki ve halihazırdaki davalar içinde yönetmelik çıkaracaktır. Bu konudaki gerekli kılavuzlar internet üzerinden yayınlanacak ve kamu oyu ile paylaşacaktır.
4 Mayıs 2011 Çarşamba
Gürmük Birliği-ABGS ve Tercüme-1995'den beri düzeltil(e)meyen hata...
Avrupa Birliği Genel Sekreterliğinden şu şekilde bir davetiye aldım:
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Sn. Egemen BAĞIŞ’ın, Lizbon Antlaşması ile düzenlenen Avrupa Birliği Antlaşması ve Avrupa Birliği’nin İşleyişi Hakkında Antlaşma’nın Türkçe çevirisinin tanıtımı vesilesiyle 10 Mayıs 2011 tarihinde Avrupa Birliği Genel Sekreterliği Ortaköy Ofisinde verecekleri resepsiyon için davetiyeniz bugün postaya verilmiştir.
Öncelikle kutlamak gerekir, ancak daha 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararını doğru düzgün Türkçe'ye çeviremeyenler acaba diğer metinleri nasıl tercüme etmişlerdir. İlginç bir örnek koyalım o halde:
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Sn. Egemen BAĞIŞ’ın, Lizbon Antlaşması ile düzenlenen Avrupa Birliği Antlaşması ve Avrupa Birliği’nin İşleyişi Hakkında Antlaşma’nın Türkçe çevirisinin tanıtımı vesilesiyle 10 Mayıs 2011 tarihinde Avrupa Birliği Genel Sekreterliği Ortaköy Ofisinde verecekleri resepsiyon için davetiyeniz bugün postaya verilmiştir.
Öncelikle kutlamak gerekir, ancak daha 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararını doğru düzgün Türkçe'ye çeviremeyenler acaba diğer metinleri nasıl tercüme etmişlerdir. İlginç bir örnek koyalım o halde:
Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilciliği’nin ve Başbakanlığa bağlı Avrupa Birliği Genel Sekreterliği’nin web sitesinde yer alan Ek 8 m. 10 f. 2’nin çevirisi:
„Bu Karar, tarafların ticaret ilişkilerine uygulanan fikri, sınai ve ticari mülkiyet haklarının sadece bu Kararın hükümlerine tabi olacağı anlamına gelmez.“
http://www.dtm.gov.tr/dtmadmin/upload/AB/ABKurumsalDb/1-95.pdf (erişim: 4.5.2011)http://www.abgs.gov.tr/files/ardb/1_95_sayili_ortaklik_konseyi_karari.pdf (erişim: 4.5.2011)
olarak ifade edilmişken,
Buna karşılık,
Avrupa Toplulukları Resmi Gazetesi’ndeki (ATRG) Ek 8 m. 10 f. 2’nin İngilizce metni:
“This decision does not imply exhaution of intellectual, industrial and commercial property rights applied in the trade relations between the two Parties under this Decesion.“;
Almanca metni ise şu şekildedir:
„Dieser Beschluß sieht eine Erschöpfung der Rechte an geistigem, gewerblichem und kommerziellem Eigentum in den Handelsbeziehungen zwischen den beiden Vertragsparteien im Rahmen dieses Beschlusses nicht vor.“
Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz.
Hamdi PINAR:
1) Ankara Barosu tarafından 8-11 Ocak 2002 arasında Ankara’da düzenlenen “Uluslararası Hukuk Kurultayı 2002 Fikrî Haklar ve Rekabet Hukuku”nda sunulan tebliğ:
“Marka ve Haksız Rekabet Hukuku Alanında
Avrupa Toplulukları Mahkemesi’nin Gümrük Birliğinde
Malların Serbest Dolaşımına İlişkin Kararları ve Türk Hukukuna Etkileri”
Avrupa Toplulukları Mahkemesi’nin Gümrük Birliğinde
Malların Serbest Dolaşımına İlişkin Kararları ve Türk Hukukuna Etkileri”
Bu tebliğ, Ankara Barosu tarafından çıkarılmış olan ve Kurultay’da sunulan tebliğlerden oluşan kitapta (Ankara Barosu Uluslararası Hukuk Kurultayı 2002: Fikrî Haklar ve Rekabet Hukuku Ankara 2002, S. 666-714) yer almıştır.
2) Hukuk İlmi Uluslararası Birliği (A.I.S.J), Türk Ulusal Komitesi, İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Ticaret Odası tarafından düzenlenen ve Türk Rekabet Kurumu ve İstanbul Barosu tarafından desteklenen 14-15 Ekim 2004 tarihleri arasında İstanbul’da “AB-Türkiye İlişkilerinin Işığında Rekabet Hukuku’nun Güncel Sorunları” konulu uluslararası “kolokyum”da:
“Fikrî Mülkiyet Hakları ve Rekabet Hukuku”
konulu bir tebliğ bkz. Rekabet Dergisi 2005, Sayı 23, sayfa 30-86’da yayımlanmıştır. http://www.rekabet.gov.tr/dosyalar/dergi/dergi23.pdf
3) Zur Erschöpfung der Rechte an geistigem Eigentum zwischen den Mitgliedstaaten der Europäischen Union und der Türkei, GRUR Int. (Gewerblicher Rechtsschutz und Urheberrecht – Internationaler Teil isimli sınaî ve fikrî haklara ilişkin uluslararası bir hukuk dergisi) 2004, s. 101-106.
4 Nisan 2011 Pazartesi
TARTIŞMA-Haksız Rekabet Hukuku Açısından Leistungsschutz [Emeğin (yaratıcı emeğin) Korunması]
Ali Atıf BİR (BUGÜN, 5.4.2011)
Kol gibi bir "Anayasa-Bildirge" tartışması
Turkcell ve Vodafone "Anayasa-Bildirge" atışmasına girdiler.
İş mahkemelere kadar düştü.
"Biri benim fikrimi çaldın" diyor diğeri "Reklamda yaptığını, saldırı stratejisini şimdi de haber üzerinden uygulayıp bel altı vuruyorsun" diyor. Sözler havada uçuşuyor.
Aslına bakarsanız iki markanın bu tartışması tüketicinin hiç umurunda değil. Hatta uluorta yapılan bu horoz dövüşünden de rahatsızlık duyuyorlar. Büyük fırsatı iyi değerlendiren Avea'nın Erdem Yenerli, "Yasa-bildirge derken faturada kol gibi geçiriyorlar" reklamını da keyifle izleyip diğer mesajlardan kaçınıyorlar.
Vodafone mu haklı Turkcell mi haklı, yoksa ortada hak iddia edilecek bir şey yok mu bu konu beni aşar. Bu saptamayı yapmak benim işim değil ama "akademik ahlakı" bile bir tarafa bırakalım "vicdan" gereği bir şeyi açıklamak zorundayım.
Turkcell, "cep anayasası" fikrinin 29 Aralık 2009 tarihine kadar geri gittiğini, "fikrin" bu tarihte yapılan bir "stratejik yol haritası" toplantısından yola çıkıldığını belirten bir basın açıklaması yaptı.
Doğrudur. Çünkü bu "stratejik yol haritası" toplantısını, başka markalara da yaptığımız gibi Bahçeşehir Üniversitesi'nden dört öğretim elemanı arkadaşımla birlikte yaptık ve daha sonra da stratejik sonuçları rapor olarak sunduk.
Bu toplantıda çıkan sonuçlardan biri de "tüketici manifestosunun" oluşturulmasıydı. Bu sonuç raporda mevcuttur. Vodafone'un "bildirge" fikri nereden geldi, bu tarihten önce mi sonra mı, onu bilemem. Bu konuda el bebek gül bebek büyütülen markaların hakkını da yemek istemem.
Benim bildiğim Turkcell'in "cep anayasası" fikrinin benim yönettiğim bilimsel formatlı bir toplantıdan çıktığı... Gerisine mahkeme karar verir. Hakim çağırırsa da gider aynısını söylerim.
Bana sorarsanız değerli GSM operatörleri, bırakın bu işleri, birbirinizle uğraşmayı, tüketicinizi tatmin etmeye bakın. Tatmin sonuçlarını yayın.
Eğer tatminsiz tüketici, başınıza o bildirgeleri, cep anayasalarını, kol gibi center'ları atarsa sizi Kemal Derviş bile kurtaramaz bunu iyi bilin!
29 Mart 2011 Salı
TARTIŞMAYA DAVET-Haksız Rekabet ve Rekabet Hukuku Açısından
25 Mart 2011 tarihinde HT Gazetesinde Fatih Altaylı'nın yazısından alıntı:
Fatih Altaylı: Rekabet Kurulu'na şikâyet
Habertürk yayın hayatına başladığından beri bitmeyen bir şikâyetimiz var.
"Gazeteler, satış rakamları konusunda halkı kandırıyor" diyoruz.
Habertürk hariç istisnasız tüm gazeteler, satış rakamlarını abartarak, şişirerek duyuruyor.
Yalan rakamlarla halkı kandırmak, rekabeti bozmak suç değil mi?
Her konuda denetim yapan, işinin hakkını vermeye çalışan, bankaların bile gözyaşına bakmayan Rekabet Kurulu, gazeteler söz konusu olduğunda niye sessiz kalıyor?
Rekabet Kurulu'na açık bir şikâyette bulunuyorum.
Soru: Hukuki açıdan Fatih Altaylı hangi temel hatayı burada yapıyor????
Fatih Altaylı: Rekabet Kurulu'na şikâyet
Habertürk yayın hayatına başladığından beri bitmeyen bir şikâyetimiz var.
"Gazeteler, satış rakamları konusunda halkı kandırıyor" diyoruz.
Habertürk hariç istisnasız tüm gazeteler, satış rakamlarını abartarak, şişirerek duyuruyor.
Yalan rakamlarla halkı kandırmak, rekabeti bozmak suç değil mi?
Her konuda denetim yapan, işinin hakkını vermeye çalışan, bankaların bile gözyaşına bakmayan Rekabet Kurulu, gazeteler söz konusu olduğunda niye sessiz kalıyor?
Rekabet Kurulu'na açık bir şikâyette bulunuyorum.
Soru: Hukuki açıdan Fatih Altaylı hangi temel hatayı burada yapıyor????
11 Mart 2011 Cuma
Vizesiz Avrupa-Deklarasyon 2010
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ “VİZESİZ AVRUPA” DEKLARASYONU
Avrupa Birliği ve üye ülkeler açısından en yüksek ve en son yargılama mercii Avrupa Birliği Adalet Divanı’dır (ABAD). Divan, içtihadi nitelikte kararlar verir ve verdiği kararlar da 27 AB üye ülkesini bağlar. ABAD İlk kez 2000 yılında Savaş kararıyla, Katma Protokol’ün 41. maddesinin doğrudan etkili bir hüküm olduğuna karar vermiştir. Buna göre yerleşim serbestisi ve hizmetin serbest dolaşımında mevcut haklarda kötüleştirme yasağı ilkesinin üye ülkelerde doğrudan geçerli olduğu sonucu kesinleşmiştir. Bu sonuca göre, 1 Ocak 1973 tarihi itibariyle A(E)T/AB Türkiye ilişkilerinde akit taraflar karşılıklı olarak mevcut hakları kötüleştirecek yeni sınırlamalar getiremeyeceklerdir. ABAD, 2003 yılında Abatay/Şahin, 2007 yılında Tüm/Darı, 2009 yılında Soysal ve nihayet Eylül 2009 tarihinde Şahin kararı ile bu alanda genel geçer bir çerçeve oluşturmuştur. Bu arka plandan hareketle oluşturulan bu çerçeve ve bunların mevcut haklarda kötüleştirme yasağına aykırı olduğu konular aşağıda genel başlıklar halinde tespit edilmiştir:
1. Yerleşim serbestisi ve hizmetin serbest dolaşımına ilişkin Katma Protokol m. 41/1’in doğrudan etkili bir hüküm olduğu ve ulusal yasalarla çatıştığında onları ikame ettiği;
2. Hizmetin serbest dolaşımının unsuru olan hizmetin sınıraşması, Türkiye ile AB üye ülkeleri arasında da kabul edilmiştir ve sadece hizmeti sunanlar değil bunların çalışanlarının da bu kapsamda hak arayabilecekleri (Abatay/Şahin kararı);
3. İlk girişte vize koyma hakkının üye ülkelerin hâkimiyet alanında olduğu iddiası, Tüm/Darı kararında reddedilmiş;
4. Nihayetinde Schengen vizesinin uygulamasının mevcut haklar açısından kötüleştirme olduğu kabul edilmiş (Soysal kararı); yani yerleşim serbestisi ve hizmetin serbest dolaşımı açısından artık Türk vatandaşlarından Schengen vizesi talep edilemeyeceği ortaya çıkmıştır.
5. AB üye ülkelerinde halen uygulanmakta olan ulusal yabancılar yasaları bu ülkelerde çalışan vatandaşlarımıza sınırlı uygulanabilir. Bu yasaların ilgili maddeleri ulusüstü niteliği olan A(E)T/AB Türkiye Ortaklık hukukunun ilgili maddeleri ile çatıştığında uygulama alanı bulmaz, yani Ortaklık hukuku hükümleri dikkate alınır.
Bu kararların etkileri değerlendirildiğinde ise şu sonuçlar ortaya çıkacaktır:
1. Öncelikle üyelik tarihi ve Türk vatandaşlarına vizenin getiriliş tarihi karşılaştırılması zorunludur ve bu durumda:
a. Eğer bir ülke üyelik tarihi 1973’den önce ise 1 Ocak 1973 tarihi dikkate alınacak;
b. Eğer 1973’den sonraki bir tarihte bir üyelik söz konusu ise, üyelik tarihi dikkate alınacak,
c. Bu tarihler açısından vize mecburiyeti daha sonraki bir tarihte ise, artık bu vize mecburiyeti yerleşim serbestisi ve hizmetin serbest dolaşımı kapsamına giren Türk vatandaşları için geçerli olmayacaktır.
d. Bu tarihler dikkate alındığında şu ülkelerin Türk vatandaşları için vize talep etme hakları olmadığı ortaya çıkmıştır:
Almanya, Belçika, Danimarka, Fransa, Hollanda, İngiltere, İrlanda, İspanya, İtalya, Lüksemburg, Portekiz, Yunanistan.
Ayrıca 25 nolu ve 13 Aralık 1957 tarihli Avrupa Konseyi Üyesi Devletler Arasında Kişilerin Seyahatleri İle İlgili Avrupa Anlaşması gereğince, İtalya ve İspanya’nın hiç bir şekilde, Yunanistan’ın ise usulüne uygun deklerasyonu bulunmadığından bu ülkelerin Türk vatandaşlarına vize uygulamaları hiçbir şart altında mümkün değildir.
e. Yukarıda isimleri sıralanan ülkeler ayrıca 1980 tarihinden itibaren ülkelerinde çalışan ve yaşayan Türklere ve onların aile bireylerine dönük ulusal yasalarında bir kötüleştirme yoluna gitmişlerse bu yeni hükümler de o ülkelerin ulusal sınırları içinde yaşayan Türkler için geçersizdir. Bunun yerine eski hükümler geçerliliğini aynen korur. Bir iyileştirme yapmışlarsa bunu tekrar geri alma hakları bulunmamaktadır.
2. AB’nin ikincil düzenlemelerine ve ABAD’ın kararlarına göre hizmetin serbest dolaşımı kapsamına sadece aktif hizmetin serbest dolaşımı, yani hizmeti sunanlar (Dientsleistungserbringer) değil, pasif hizmetin serbest dolaşımı, yani hizmet edinen kişiler (Dienstleistungsempfänger) ile uzaktan hizmet edimi (Korrespondenzdienstleistung) girmektedir.
3. ABAD’ın 50’nin üzerindeki Türkiye-AB Ortaklık hukuku kapsamındaki kararları dikkate alındığında, Ortaklık hukukundaki hizmetin serbest dolaşımı kavramı ABAD’ın bu konuya ilişkin kararları ile yeknesak yorumlanmak zorundadır. Böyle bir durumda yukarıda sayılan 12 ülkeden birinden turizm, öğretim, tedavi veya iş gezileri kapsamında hizmet alan her Türk vatandaşı vizesiz seyahat etmek hakkına koşulsuz olarak sahiptir.
4. Vize tarihleri dikkate alındığında 1980’li yılların başlarından beri uygulanan, yani son 30 yıldır Türklerden alınan vize ücretleri hukuki değildir. Sadece geçtiğimiz yıl alınan vize ücreti tutarı 60 milyon Avro’nun üstünde olmuştur. Bu paralar iade edilmelidir. Bu iade sosyal hizmet yapan kurumlara bağışlanma şeklinde de olabilir.
5. Haksız vize uygulamasına halen devam eden üye ülkelere karşı AB Komisyonu üzerine düşeni yapmalıdır. AB’nin değerlerinin başında gelen insan haklarına saygı, hukuk üstünlüğü ilkesinin korunması ve Avrupalılık değerlerine sahip çıkılmasını istiyoruz.
6. Türk yetkililerin bu konuda artık duyarsız kalmayarak diplomatik kanallar ile AB Komisyonu ve üye ülkeler nezdinde haksız uygulamaların derhal kaldırılması için kamuoyuna açık bir şekilde resmi girişimleri başlatmasını istiyoruz. Türk vatandaşlarının sahipsiz olmadıkları gösterilmelidir.
7. Bazı kurumların yaptığı vize aracılığı ve tüccarlığı asla kabul edilemez. Haksız uygulanan bir vizenin bu şekilde bir aldatmacayla kolaylaştırıldığı şeklinde vatandaşlarımızın kandırılmasına müsaade edilmemelidir. “Vize kolaylığı aldatmacası” söyleminden derhal vazgeçilmelidir.
8. Haksız yere uygulanan vizelere muhatap olan bütün Türk vatandaşlarımızın, ABAD kararlarını emsal gösterip vize almışsa ödedikleri vize ücretlerinin iadesi için; vize talepleri reddedilmiş ise vizesiz giriş haklarını tespit ettirmek ve haksız red sebebiyle uğradıkları zarar için tazminat davası açmalarını bugünden sonra atılacak tek ve doğru adım olarak görüyoruz.
9. Yerleşim serbestisi ve hizmetin serbest dolaşımı kapsamı dışında, 1996’dan beri uygulanması gereken ama bir türlü uygulanamayan bir hakkımız olan malların serbest dolaşımı kapsamında mallarını satmak ve mal almak için seyahat eden Türk vatandaşı iş adamlarımıza uygulanan haksız vize uygulamaları üye ülkelerin tamamı tarafından hemen kaldırılmalıdır.
10. Sivil Toplum Kuruluşları ve Yarı Kamusal Kuruluşlar üyelerine karşı yukarıda bahis edilen konular çerçevesinde rehberlik sorumluluklarını yerine getirmelidirler.
Avrupa’da ortaya çıkan hukuki güvencesizliği önleme yolunda bir katkımızın olabileceği ümidiyle …
Prof.Dr. Harun GÜMRÜKÇÜ Akdeniz Üniversitesi | |
Prof.Dr.Wolfgang VOEGELİ Hamburg Üniversitesi Yrd.Doç.Dr. (Ass.Prof.Dr.) Hamdi PINARBilkent Üniversitesi | |
Biçimindeki “Vizesiz Avrupa” Deklarasyonunu Akdeniz Üniversitesi Senatosu 22 Ekim 2010 tarihinde kabul eder, Dünya ve Türkiye Cumhuriyeti kamuoyuna saygıyla duyurur.
Prof.Dr.İsrafil KURTCEPHE
Rektör
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)