28 Aralık 2014 Pazar

FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI VE SINIRLAMALARDA KANUNİLİK İLKESİ

Kullanılmayan Marka İptal Edilebilir, Hükümsüzlük ise Anayasa'ya Aykırı - Şimdilik....
Marka Hakkının Hükümsüzlüğüne ilişkin MarkaKHK m. 42/1/c hükmünün Anayasa'ya aykırılığı sebebiyle iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararın aşağıdaki linkten ulaşmak mümkündür. Aslında yeni bir tartışma da başlayabilir. Zira Anayasa Mahkemesi başvurudaki ayrıntıları tam anlamamış gibi. Öyle bir gerekçe yazmış ki sonucu fikri mülkiyet hukuku açısından temel bir tartışmaya yol açacak niteliktedir. Hükmü Anayasa m. 91/1. fıkrasına aykırı bulan Anayasa Mahkemesi, Anayasa m. 35'de düzenlenen mülkiyet hakkının kamu yararı amacıyla ancak kanunla sınırlanabileceğinden hareket etmiştir. Bu durumda fikri mülkiyet hakkını düzenleyen Kanun Hükmünde Kararnamelerin tamamında yer alan ve mülkiyet hakkını sınırlandıran her sınırlama kanunilik şartına uymadığı için Anayasa m. 91/1'e aykırılık teşkil edecektir. Misal olarak MarkaKHK m. 14 gereğince kullanılmayan markaların iptali hükmü de mülkiyet hakkını sınırlandıran ama kanunilik ilkesi şartına uymayan bir hüküm olup Anayasaya aykırılık teşkil edecektir:

http://www.kararlaryeni.anayasa.gov.tr/Karar/Content/4053188c-38cb-4e47-9d26-7996ac7523aa?excludeGerekce=False&wordsOnly=False

7 Ekim 2014 Salı

KOOPERATİF YÖNETİCİLERİNİN GÖREVDEN ALINMASI VE KOOPERATİFLERDE DENETİM SORUNU

Hamdi PINAR
ÖZET

Türkiye’de günümüzde faaliyet gösteren 26 ayrı türde 84.232 kooperatif bulunmakta olup, bunların ortak sayıları toplamı ise 8.109.225’tir. Türkiye’de bulunan kooperatiflerin büyük bölümünü konut yapı kooperatifleri ve tarımsal alandaki kooperatiflerden oluşmaktadır. Kooperatifler alanında 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu (KoopK) dışında 1581 sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanun (TarKKoopB-Kanunu) ile 4572 sayılı Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri Hakkında Kanun yürürlüktedir. Türk Ticaret Kanununa göre kooperatifler aynı zamanda bir ticaret şirketidir. KoopK’da yönetim kurulu üyeliğinin kazanılması ve yitirilmesine ilişkin toplu ve düzenli hükümler bulunmamaktadır. KoopK m. 90 kapsamında ilgili bakanlıklara, kooperatifler ve üst örgütler ile bunların iştiraklerinin yönetim kurulu üyeleri ile üst düzey yöneticilerinin görevlerine, kanunda belirtilen şartların varlığı halinde, tedbir amaçlı son verilebilme yetkisi verilmiştir (KoopK m. 90/3). Çalışma kapsamında yöneticilerin görevden alınması ve bununla bağlantılı olarak kooperatiflerde teftiş ve denetim konusu öncelikle genel nitelikteki KoopK ve devamında özel nitelikteki kanuni düzenleme olan TarKKoopB-Kanunu hükümleri çerçevesinde incelenecektir.

Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2014'de yayımlanan makalenin tam metni için bkz. 
http://webftp.gazi.edu.tr/hukuk/dergi/18_2_5.pdf

13 Eylül 2014 Cumartesi

Telif Hakları ve Kütüphaneler İçin Yeni Dönem

Avrupa Birliği Adalet Divanı, 11 Eylül 2014 tarihli kararı ile üye ülkelerin hukuken, kütüphane bünyesinde yer alan eserleri, dijital ortama aktararak okuyucuların yararlanmasını sağlamalarının telif hakkını ihlâl etmeyeceğine ilişkin olarak düzenleme yapabileceklerine karar verdi. Ancak bu dijital ortamın okuyucular tarafından çoğaltmaya (USB-Bellek vs.) yarayan yollara açık olmaması gerekiyor. (Ayrıntılı bilgiyi daha sonra buradan yazacağız).

http://curia.europa.eu/juris/document/document.jsf?doclang=EN&text=&pageIndex=0&part=1&mode=lst&docid=157511&occ=first&dir=&cid=137043

12 Haziran 2014 Perşembe

INTEL'e 1.06 milyar EURO Para Cezası

Hakim durumu kötüye kullanma sebebiyle AB Komisyonu tarafından 2009'da INTEL'e kesilen 1.06 milyar Euro para cezasına ilişkin mahkeme süreci de tamamlandı. 12.6.2014 tarihli kararı ile AB İlk Derece Mahkemesi de işletim sistemi pazarında hâkim durumda olan INTEL'in bu durumunu 2002-2007 arasında kötüye kullandığını kabul ederek verilen bu para cezasını onayladı (T-286/09). Olayda INTEL'in rakibi olan Advanced Micro Devices, Inc. (AMD) karşısında işletim sistemi pazarının %70'ine sahip ve diğer unsurlarla birlikte hakim durumda olduğu tespit edilmiştir. ABAD, INTEL tarafından bilgisayar üreticileri olan şirketlerin (Dell, Lenova, HP, NEC) ürettikleri bilgisayarlarında sadece x86 işletim sistemini kullanmaları ve Media-Satrun teknoloji mağazalarında da sadece intel x86 işletim sistemli bilgisayarları satmaları karşılığında indirim uygulamasını hakim durumun kötüye kullanılması olarak değerlendirmiştir. Bu olayda özellikle hakim durumdaki bir şirket tarafından sağlanan böylesi bir indirim, rakipleri "dışlayıcı indirim" (Exklusivitätsrabatte, exclusivity rebates) olarak adlandırılmaktadır. İstisnai durumlar hariç, bu tür indirimler finansal avantajlar sağlayan iktisadi bir karşılık olmayıp, bilakis alıcıların (intelin müşterisi olan şikretler) serbestçe karar vermelerini imkansız kılmakta veya zorlaştırmaktadır. Ayrıca diğer işletim sistemi üreticisi olan şirketlerin (AMG gibi) de pazara girişini engellemektedir. Objektif bir meşru sebep olmadığı takdirde böylesi dışlayıcı indirimler, hâkim durumun kötüye kullanılması olarak değerlendirilmektedir. Dolayısıyla hâkim durumdaki bir şirket tarafından dışlayıcı indirim uygulaması rekabeti sınırlayıcı ve rakibi pazardan çıkarmaya uygun bir tarzdır. Bundan dolayı dışlayıcı uygulamanın rekabeti sınırladığına ilişkin olarak her bir somut olayın şartlarıyla ispatlamaya gerek olmadığı belirtilmiştir. Bu karara karşı itiraz süreci ABAD nezdinde devam etmektedir.

5 Haziran 2014 Perşembe

KARTELCİLERİN BAŞI DAHA ÇOK AĞRIYACAK


Avrupa Birliği Adalet Divanı 5.6.2014 tarihinde rekabet hukuku açısından önemli bir karar verdi. Kartel sebebiyle doğruda zarara uğrayanların tazminat talepleri bilinen bir husustu. Ancak bu kararla, doğrudan kartel içinde olmayan bir şirketten alınan ürünler sebebiyle uğranılan zararın, hiçbir şekilde sözleşme ilişkisinin olmadığı kartelci şirketlerden talep edilmesi söz konusudur. Burada önemli olan husus, tazmini talep edilen zarar ile kartel sebebiyle piyasadaki fiyat yükselmesi arasındaki ilişkinin varlığının ispat edilebilmesidir.

Somut olayda, daha önce kartel anlaşmasından dolayı 2007'de rekor düzeyde, yani 992milyon Euro ceza verilen asansör ve döner merdiven üreticileri olan Kone, Otis, Schindler ve ThyssenKrupp şirketleri söz konusudur. Avusturya Demiryollarının bağlı (yavru) şirketi, başka bir üçüncü şirketten aldığı asansörler ve yürüyen merdivenler için uğradığı zararı kartel anlaşmasının tarafı olan bu şirketlerden tazminat olarak talep etmektedir.

Basın açıklamasına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
http://curia.europa.eu/jcms/upload/docs/application/pdf/2014-06/cp140079en.pdf

ABAD’ın 05.6.2014 tarih ve C-557/12 sayılı Kone/ÖBB kararının tam metni için bkz.:

http://curia.europa.eu/juris/document/document.jsf?doclang=EN&text=Kone&pageIndex=1&part=1&mode=req&docid=153312&occ=first&dir=&cid=505177#ctx1

5 Mart 2014 Çarşamba

GÜMRÜK BİRLİĞİ - YENİDEN MÜZAKERE EDİLİRKEN BİLGİLENME DİLEĞİYLE...


Güncel haberlere göre Türkiye, AB ile olan Gümrük Birliğini yeniden gözden geçiriyormuş. Bu konuda uzun zamandır çalıştığımız için bir kaç söz söylemek hakkımız. AB ile müzakerelerde Türkiye -maalesef- çok yetersiz kalıyor. Bunun sebebi, özellikle AB hukuku konusunda bilgi birikimi yeterli olmayan kişiler tarafından müzakerelerin yürütülüyor olmasıdır. Bunun sonucu olarak AB'nin her dediği sorgulanmadan kabul ediliyor. Yani müzakereden ziyade AB tarafından verilen talimatlarla alt yapı bizim bürokratlarca hazırlanıyor ve daha sonra da bu kişilerce siyasetçilerimiz ikna edilerek süreç tamamlanıyor. Bu konularda sorumluluk elbette siyasetçilerin üzerindedir. Ancak siyasetçi bu işlerin mutfağında değildir. Yani işin ayrıntısını bilmez ve iş bittikten sonra sürece dahil olur. Kimse kimseyi kandırmaya çalışmasın. Bunun en son örneği AB ile yapılan Geri Kabul Anlaşması'dır. AB bürokrasisi bu konuları iyi bilir. Nitekim AB, seçim sürecindeki Türkiye'nin içinde bulunduğu sıkıntılı pozisyonu ve ilgili Bakanın sayılı günlerini çok iyi kullandı. Bağış, AB ve Dış İşleri Bakanlığının başarılı (!) bürokrasisi de Başbakanı ikna ederek -ona doğru bilgi verip vermediklerinden emin değilim-Türkiye için mali ve sosyal külfetinin hesap dahi edilemeyeceği büyük bir yükün altına girmemizi sağladılar.
Doğru tercümesini dahi beceremediğimiz 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı ile Gümrük Birliği sürecini başlatmıştık, şimdi gözden geçireceğiz, hadi kolay gelsin diyelim....

RADİKAL'deki yazımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:
http://www.radikal.com.tr/radikal.aspx?atype=haberyazdir&articleid=886311

3 Ocak 2014 Cuma

ÖZEN YÜKÜMLÜLÜĞÜ VE TEDBİRLİ YÖNETİCİ ÖLÇÜTÜ

ÖZEN YÜKÜMLÜLÜĞÜ VE TEDBİRLİ YÖNETİCİ ÖLÇÜTÜ
Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından düzenlenen "Anonim ve Limited Ortaklık Yöneticilerinin Sorumluluğu" başlığı altında 02.10.2012 tarihinde yapılan sempozyum konuşmam (metin yayımlanmak üzere hazırlanmaktadır): 
II. Oturum videosu: 11.dakikadan itibaren....
http://video.bilkent.edu.tr/series_listing.php?category=3&lang=tr&series_id=44