Ass. Prof. Dr. Hamdi PINAR, LL.M.
Bilkent University
Fakulty of Law
Fakulty of Law
Avrupa ülkeleri ve Amerika başta olmak üzere birçok ülkede rekabet otoriteleri ve mahkemelerden standarda esas patentlere (“SEP”) ve FRAND yükümlülüğüne ilişkin kararların verildiği görülmektedir. Bu kararların başında Alman Federal Yüksek Mahkemesinin (“BGH”) 2009 yılında verdiği Orange-Book-Standard, AB Komisyonunun 2014’teki Motorola ve Samsung ile ABAD’ın 2015’teki Huawei/ZTE kararları gelmektedir. Özellikle son dönemlerde verilen kararlara bakıldığında hâkim durumunu kötüye kullanan teşebbüslerin hayli yüksek idari para cezalarına çarptırıldıkları görülmektedir. Bu kararların en göze çarpanları; Qualcomm aleyhine Çin Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonunun hükmettiği 975 milyon USD ve Güney Kore Rekabet Otoritesi’nin hükmettiği yaklaşık 850 milyon USD para cezalarıdır.
Dünyanın birçok farklı noktasından gelen kararlar yeni gelişmekte olan bu alan için teşebbüslere yol gösterici olmaktadır. Bununla birlikte bazı ülkeler konunun daha iyi anlaşılabilmesi için SEP Kılavuzları yayınlamaya da başlamıştır. Avrupa Komisyonu da hem SEP’lere yönelik çalışma komitesi kurmuş hem de yol gösterici ve konuyu aydınlatıcı nitelikte birçok farklı rapor ve çalışma yayınlamıştır.
Dünyanın birçok farklı noktasından gelen kararlar yeni gelişmekte olan bu alan için teşebbüslere yol gösterici olmaktadır. Bununla birlikte bazı ülkeler konunun daha iyi anlaşılabilmesi için SEP Kılavuzları yayınlamaya da başlamıştır. Avrupa Komisyonu da hem SEP’lere yönelik çalışma komitesi kurmuş hem de yol gösterici ve konuyu aydınlatıcı nitelikte birçok farklı rapor ve çalışma yayınlamıştır.
31 Aralık 2019 tarihinde Türk Rekabet Kurumu VESTEL’in şikâyeti üzerine başlattığı soruşturma sonucunda Koninklijke PHILIPS N.V.’nin (“PHILIPS”) dijital görüntü yayıncılığına ilişkin altyazı teknolojisi pazarında incelenen dönem içerisinde hâkim durumda bulunduğuna ve hâkim durumunu kötüye kullandığına hükmederek idari para cezası verilmesine karar vermiştir. Söz konusu karar bugüne kadar Türk Rekabet Kurumu tarafından standarda esas patentler (“SEP”) hakkında verilen ilk karar olma özelliğini ihtiva etmektedir. Bu nedenle kararın, önümüzdeki süreçte konuya ilişkin olarak çıkacak uyuşmazlıklar ve Kurumun önüne gelecek şikayetler açısından da teşebbüsler açısından yol gösterici olacağı kuşkusuzdur.
SEP konusunun karmaşık olması ve ülkemizde henüz çok bilinmemesi sebebiyle PHILIPS aleyhine verilen karara geçmeden önce konuya ilişkin kısa bir bilgilendirme yapmakta fayda bulunmaktadır. Patent hakkı sahibi bir teşebbüsün, Standart Belirleme Kuruluşlarına (“SBK”) verdiği beyan ile patenti SEP olarak ilan edilir. Lisans müzakereleri esnasında taraflar -özellikle SEP sahibi- iyi niyetli olmalıdır. SEP niteliğinde olan ve olmayan patentlerin ortak paketlenmesi, patent süresi bitmiş olan patentler için lisans ücreti alınmaya devam edilmesi veya bu tür patentlerin SEP ile aynı pakette sunulması, lisanslama şartlarının tek taraflı belirlenmesi hallerinde iyi niyetin varlığından söz edilememektedir.
Patentler SEP olarak kabul edilirken patent hakkı sahipleri geri dönülemez bir şekilde, SEP’lerini adil, makul görülebilir (kabul edilebilir) ve ayrımcı olmayan şartlarla (“FRAND şartları”) kullandırmaya hazır olduklarını beyan etmektedirler. “Adil ve makul olma” şartlarından lisans talep edenlere karşı, hâkim durumu istismar edici nitelikte şartlar ileri sürülmemesi; “Ayrımcı olmama” şartından ise patent hakkı sahibinin şeffaflık içinde, lisans talep eden teşebbüse diğer lisans alanlara kıyasla aynı şekilde davranması ve benzeri şekildeki lisans sözleşmesi şartlarını teklif etmesi ya da eşit olmayan muameleler söz konusu olduğunda ise bu durumun gerekçelerinin kabul edilebilir olduğunu ispat etmesi anlaşılmaktadır.
Verilen beyanla SEP sahipleri, başka teşebbüslerin bu standarda uygun teknolojik ürün üretirken SEP’lerini kullanmasını açıkça kabul etmiş olmakta ve FRAND şartlarına uyacaklarının güvencesini vermektedir. Bu noktada patentler ile SEP’lerin farkı ortaya çıkmaktadır. SEP’ler ile patentler sahiplerine mutlak hak verme konusunda birbirlerine benzeseler de tekelci yetki bakımından birbirlerinden ayrılmaktadır. SEP olarak beyan edilen patentler, talep eden herkese lisans verilmek zorundadır. Dolayısıyla SEP sahibinin talep edenler arasında istediğine verme veya vermeme hakkı bulunmamaktadır. Ayrıca, fikri mülkiyet hukukunda hak sahipleri patent üzerinde sahip oldukları tekelci yetkiye dayanarak lisans bedelini istediği gibi belirleyebilirken SEP sahiplerinin tekelci bir fiyat politikasıyla lisans bedellerini belirleme hakkı söz konusu değildir.
SEP yoluyla hâkim durumun kötüye kullanılması, dışlama, engelleme veya sömürü şeklinde kendini gösterebilir. SEP sahiplerinin hâkim durumun kötüye kullanılması olarak nitelendirilebilecek başlıca davranışları (i) aşırı lisans bedeli talebi, (ii)ayrımcılık, (iii) makul lisans bedeli dışında şartlar getirilmesi (hükümsüzlük ileri sürmeme ve/veya iptal davası açmama kaydı), (iv) fesih hakkı kaydı, (v) mahkeme emrine başvurulması, (vi) mahkeme emrine başvurulacağına dair tehditte bulunulması olarak sınıflandırılabilir.
Rekabet Kurumunun önüne gelen uyuşmazlığın konusu da PHILIPS’in ETSI’ye başvurarak SEP olarak beyan ettiği iki patentine ilişkin lisans sözleşmesinin FRAND şartlarına uygun olup olmadığına yöneliktir. (ETSI, Avrupa düzeyinde standardizasyon faaliyetinde bulunan üç kurumdan biridir. ETSI standart üretme, AB ve EFTA tarafından oluşturulan politikaları destekleyici şartnameler hazırlama ve telekomünikasyonda bir iç pazarın oluşturulmasından resmi olarak sorumludur.) Bugüne kadar verilen kararlarda patentin SEP haline gelmesiyle, ilgili ürün pazarında hâkim durum yarattığı kabul edilmiştir. Nitekim PHILIPS kararında Rekabet Kurumu da PHILIPS’in hâkim durumda olduğunu teyit etmiştir.
VESTEL yaptığı şikâyette; PHILIPS’in VESTEL aleyhine Almanya’da tedbir, toplatma ve imha kararları aldırdığını ve mahkeme emri icrası tehdidi altında, VESTEL’i tek taraflı koyduğu FRAND şartlarına aykırı hükümler ihtiva eden lisans sözleşmesini imzalamaya zorladığını, dolayısıyla 4054 s. Kanun’un 6. maddesi kapsamında hâkim durumunu kötüye kullandığını iddia etmiştir. Buna göre VESTEL’in FRAND şartlarına aykırı olduğunu iddia ettiği hükümleri üç ana başlıkta toplamak mümkündür:
1. Sözleşmede Hükümsüzlük İleri Sürmeme ve Fesih Hakkı Kaydı
2. Ters İspat Yükü
3. Aşırı Fiyat Talebi
Sonuçta, Rekabet Kurumu 26.12.2019 tarihinde yapılan Rekabet Kurulu toplantısında tarafımızca 02.07.2019 tarihinde sunulmuş hukuki mütalaaya da uygun olarak 19-46/790-344 sayı ile aşağıdaki kararları almıştır (Nihai karara ilişkin açıklama için bkz. https://www.rekabet.gov.tr/Dosya/geneldosya/philips-nihai-karar-pdf ):
- Koninklijke PHILIPS N.V.’nin dijital görüntü yayıncılığına ilişkin altyazı teknolojisi pazarında incelenen dönem içerisinde hâkim durumda olduğuna
- Koninklijke PHILIPS N.V.’nin 4054 sayılı Kanun’un 6. maddesini ihlal ettiğine oyçokluğu ile,
- Bu nedenle, 4054 sayılı Kanun’un 16. maddesinin üçüncü fıkrası ve “Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar ile Hakim Durumun Kötüye Kullanılması Halinde Verilecek Para Cezalarına İlişkin Yönetmelik”in 5. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ve ikinci fıkrası ve üçüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca 2018 mali yılı sonunda oluşan ve Kurul tarafından belirlenen yıllık gayri safi gelirlerinin takdiren % 0,75 oranında olmak üzere Koninklijke PHILIPS N.V.’ye idari para cezası verilmesine oybirliği ile,
- Türk PHILIPS Ticaret A.Ş.’nin 4054 sayılı Kanun’u ihlal etmediğine oybirliği ile karar verilmiştir.
Rekabet Kurumu tarafından verilen PHILIPS kararı ülkemiz için ilk olma özelliği taşısa da ilerleyen dönemlerde SEP’lere ilişkin daha birçok karar verileceğini söylemek çok da yanlış bir tahmin olmayacaktır. Gerekçeli kararın çıkması ile Rekabet Kurumu’nun SEP’lere ilişkin yaklaşımı daha da netlik kazanacak ve özellikle ülkemizde faaliyet gösteren teknoloji firmaları için önemli bir rehber olacaktır. Şu an için ülkemizdeki yerli firmaların daha çok SEP uygulayıcıları olduğunu söylemek mümkündür. SEP uygulayıcısı olarak konu hakkında bilgi sahibi olmalarıyla birlikte lisans müzakeresi yürüttükleri hâkim durumdaki teşebbüslerin hâkim durumlarını kötüye kullanmalarını engelleyebileceklerdir. Ülkemizde yerli teknolojik üretimlerin artmasıyla ilerleyen dönemlerde firmalar lisans müzakerelerinde yalnızca SEP uygulayıcısı olarak değil, SEP sahibi olarak da karşımıza çıkacaklardır. Dolayısıyla, müzakerelerdeki tutumları nedeniyle hâkim durumlarını kötüye kullandıkları iddiasıyla karşılaşmamaları için SEP’ler ve FRAND yükümlülüklerine ilişkin bilgi sahibi olmalarında, güncel gelişmeleri takip etmelerinde fayda vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder