24 Eylül 2013'de AB'nin Adalet(SİZ) Divanı [=ABA(sız)D] Demirkan davasıyla hukuku katleden siyasi bir karar vermişti. Bu sayede pasif hizmetin serbest dolaşımı kapsamında 76milyon Türk için vizesiz giriş hakkı gasp edilmişti. Ancak bu yeni karar daha önceki başka bir kararı unutturmamalıdır. 19 Şubat 2009 tarihli Soysal kararında Schengen vizesinin,
Türkler için yeni bir sınırlama ve bu yüzden de Katma Protokol m. 41/1’e aykırılık
teşkil ettiğine karar verilmişti. Böylece aktif hizmetin serbest dolaşımı kapsamında Türklerin vizesiz giriş hakkı geri dönülemez bir şekilde karara bağlanmıştı. Bu karar kapsamına hizmeti sunanlar ve bunların çalışanları (Dientsleistungserbringer) girmektedir. Bu konu uzun yıllardan
beri ABAD’ın kararlarına konu olmuş ve bu kararlar dikkate alındığında aktif hizmetin serbest dolaşımı
kapsamında olan hizmetlerin başlıcaları şunlardır [1]:
Televizyon yayınlarının iletimi, radyo ve televizyon prodüksiyonları, hukuki müşavir olarak çalışma, sigortacılık, kıymetli evrak hizmeti, ticareti ve aracılığı, iş bulma aracılığı, tıbbî tedaviler, hukuki danışmanlık, inşaat işlerinin yerine getirilmesi, turizm rehberliği, şans oyunları, reklâm, özel güvenlik hizmetleri, temizlik hizmetleri, hastane tedavileri, muhasebe alanında malî danışmanlık ve profesyonel sporcular.
2009'daki Soysal kararında sonra, Alman Dışişleri (28.04.2009) ve İçişleri Bakanlıkları (06.05.2009) tarafından çıkarılan genelgelerde[2] ve Almanya’nın Türkiye Büyükelçiliği tarafından hazırlanan bilgi notunda[3] iki aya kadar süre ile ikametle sınırlı olmak şartıyla aşağıda sayılan kişilerden vize istenmeyeceği ifade edilmişti. Ancak bu konuda hâlâ ciddi bir çalışma yapılmamaktadır. Özellikle Türkiye'nin pasif tutumu Almanya'nın hukuk devleti ilkesine karşı duyarsızlığını gözden kaçırmaktadır.
Almanya'nın bile açıkça ifade ettiği vizesiz giriş hakkı olan kişiler ise şunlardır:
Televizyon yayınlarının iletimi, radyo ve televizyon prodüksiyonları, hukuki müşavir olarak çalışma, sigortacılık, kıymetli evrak hizmeti, ticareti ve aracılığı, iş bulma aracılığı, tıbbî tedaviler, hukuki danışmanlık, inşaat işlerinin yerine getirilmesi, turizm rehberliği, şans oyunları, reklâm, özel güvenlik hizmetleri, temizlik hizmetleri, hastane tedavileri, muhasebe alanında malî danışmanlık ve profesyonel sporcular.
2009'daki Soysal kararında sonra, Alman Dışişleri (28.04.2009) ve İçişleri Bakanlıkları (06.05.2009) tarafından çıkarılan genelgelerde[2] ve Almanya’nın Türkiye Büyükelçiliği tarafından hazırlanan bilgi notunda[3] iki aya kadar süre ile ikametle sınırlı olmak şartıyla aşağıda sayılan kişilerden vize istenmeyeceği ifade edilmişti. Ancak bu konuda hâlâ ciddi bir çalışma yapılmamaktadır. Özellikle Türkiye'nin pasif tutumu Almanya'nın hukuk devleti ilkesine karşı duyarsızlığını gözden kaçırmaktadır.
Almanya'nın bile açıkça ifade ettiği vizesiz giriş hakkı olan kişiler ise şunlardır:
·
Türkiye’de yerleşik bir işverene
bağlı olarak aktif hizmetin sunulması kapsamında çalışan kişiler şunlardır:
§
Taşımacılık (yük veya insan) sektöründeki
şoförler ile deniz ve hava taşıma araçlarının ekiplerinde görevliler,
ve
§
Türkiye’deki yerleşik bu işveren
tarafından sağlanmış olan makine veya tesisat (inşaat işleri gibi) için bu
işverenin servis hizmetini (montaj, bakım ve tamir) yerine getiren kişiler
·
Herhangi bir işverene bağlı
olmaksızın aktif hizmet sunulması kapsamındaki kişiler şunlardır:
§
bilim insanları
§
sanatçılar,
ve
§
sporcular.
[2] Federal İçişleri Bakanlığının 6.5.2009 tarih ve MI3 – 125 156/148 sayılı federe devletlerin içişlerine gönderilen Soysal kararının vize zorunluğuna ekisi hakkındaki değerlendirme yazısını pdf formatında ulaşmak için bkz. http://www.migrationsrecht.net/, son yararlanma 10.2.2010).
[3] Almanya Büyükelçiliği’nin
bilgilendirme notu ve buna ilişkin 21 numaralı ve 05.06.2009 tarihli Basın
açıklaması için bkz. http://www.ankara.diplo.de/Vertretung/ankara/de/03/Archiv/2009__21__pressemitteilung__download,property=Daten.pdf , son yararlanma 18.01.2010).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder