DİJİTAL EKONOMİNİN YENİ İŞ MODELLERİNİN BİR TÜRÜ OLAN
SOSYAL AĞ/PLATFORMALAR HAKKINDAKİ ALMAN KANUNU VE TBMM’YE SUNULAN TEKLİFİN
DEĞERLENDİRİLMESİ
(SOSYAL MEDYANIN DÜZENLEMESİ
TARTIŞMASI)
Dr. Hamdi PINAR, LL.M.*
Dijital ekonominin yeni iş modellerine karşı
nasıl bir hukuki düzenleme yapılması gerektiği günümüzün en önemli tartışılan
sorunlarından biridir. Zira sadece ulus devletlerin egemenlik haklarına yönelik
çok yönlü dijital terör yanında dijital suç organizasyonu ve suçlar da büyük
artışlar olmuştur[1].
Bunun dışında devletler, dijital ortamda kendi vatandaşının güvenliğini ve
haklarını koruma konusunda gerekli adımları atmak için değişik hukuki
düzenlemelere yönelmiştir. Bu amaçla dijital ortamda suçla mücadele yanında,
kişisel verilerin korunması, yalan haber ve sahte görüntülerle toplumların manipülasyonu,
kişilik haklarının ve özel hayatın gizliğinin korunması gibi hususlar hukuki
düzenlemelerin konusunu oluşturmaktadır. Bu çalışmada Almanya’da çıkan kanuni
düzenleme ve bunun mehaz alındığı anlaşılan Türkiye’deki kanun teklifi hakkında
ana hatları karşılaştırma ve kısaca bir değerlendirme yapılarak düzeltilmesi
gereken hususlara ilişkin eleştiri ve önerilerimizi açıklayacağız.
II. DİJİTAL ALANDA İÇERİĞE YÖNELİK MÜDAHALELER
Ø 2017'nin son çeyreğinde Facebook'da kaldırılan ekstrem içerik
(engelleme veya çıkarma) iki kat artarak 2018'in ilk çeyreğinde (Ocak, Şubat ve
Mart) dünya çapında 1,9 milyon olmuş;
Ø Youtube'da ise 2017'nin son çeyreğinde (Ekim, Kasım ve
Aralık) 8,2 milyon video kaldırılmış.
Ø Kaldırılan içeriklerin bu kadar yüksek olması özellikle AB
tarafından yapılan baskılara bağlanmaktadır.
Almanya, mevcut
düzenlemelerin yetersizliği sebebiyle 01.09.2017 tarihli kanuni düzenlemeyi
(NetzDG) yapan ilk AB ülkesi olmuştur[3]. Birçok ülke için de mehaz teşkil eden bu kanunî
düzenlemenin öncesi ve sonrasında sosyal ağlardaki duruma kısaca bir bakmak
Türkiye için de yol gösterici olacaktır.
2017’de Almanya’daki
fiili durum hakkında kısaca şu tespitleri yapabiliriz:
Ø Resmi bir veri olmadığından gazetelerde yer alan araştırma ve
tespitler şöyledir (Kaynak: NZZ, 2.1.2018)[4]:
§ Örneğin Facebook’ta fake news olarak adlandırılan yalan,
iftira, hakaret, bireyleri veya toplumu kışkırtmaya yönelik olarak yazılanları
temizlemek için dünya çapında 7500 (yedibinbeşyüz) kişi istihdam ediliyor.
§ Bu kişilerin 1200 (binikiyüz) tanesi sadece Almanya’da
çalışıyor. Bu dönemde hiçbir kanuni düzenleme olmadığı halde Türkiye’deki gibi
bir mahkeme kararına ihtiyaç olmaksızın Facebook, Almanya’da içerik çıkarmak
veya engellenmektedir.
§ Almanya’da 2017 yaz döneminde ortalama aylık 15.000
(onbeşbin) içerik (engelleme veya çıkarma) Facebook tarafından silinmiştir.
Yukarıdaki veriler
bile dijital ortamda özdenetimin özellikle Avrupa Birliği ve özellikle Almanya
gibi ülkelerin baskısıyla gerçekleşmektedir. Buna rağmen ABD kökenli sosyal
platform işleten ve merkezleri AB sınırları içinde olan şirketlerdeki sınırsız
ve sorumsuzluğun önüne geçilmesi amacıyla hukuki bir zemin ihtiyacını ortaya
çıkarmıştır. Nitekim istatistiki sonuçlar yasal düzenlemelerin gerekliliğini
ortaya çıkarmıştır.
Alman Sosyal Ağ
(Platform) Kanunu Gerekçesine göre, Almanya’da 2017 yılında suç niteliğinde
olan içeriklerden YouTube %90 ve Facebook %39 oranında başarılı olurken;
Twitter sadece %1 oranında bu tür içerik çıkarmıştır[5]. Kanunun uygulanmasıyla raporlamanın yapıldığı 2018-2019
dönemleri dikkate alındığında özellikle Twitter’daki denetim yasal düzenlemenin
başarıya ulaşıp ulaşmadığını gösterecektir.
EMSAL NİTELİĞİNDE OLMASI AÇISINDAN TWİTTER’IN 2018-2019
RESMİ RAPORLARI:
1 1) Şikâyetleri takip
etmek için istihdam edilen yetkili kişiler:
Alman NetzDG
çıktıktan sonra 2018 yılı başında Twitter doğrudan Almanya’da başvurulara cevap
vermek amacıyla ilk önce 50’den daha fazla kişiyi istihdam etmeye
başlamıştır. Bu rakam 2019 yılında ise 70’den fazladır. Hakkında şikâyet
edilen paylaşımların hepsinin Almanca olmaması sebebiyle ayrıca yetkili kişiler
arasında Almanca yanında İngilizce, Fransızca, Yunanca, İtalyanca, İspanyolca, Lehçe,
Portekizce, Hırvatça ve Türkçe bilmektedirler.
2 2) İstatistiki
Veriler
Almanya’da 6 aylık
dönemler halinde şimdiye kadar Twitter tarafından 4 adet Rapor yayımlanmıştır.
Bu Raporlar’daki istatistiki veriler şöyledir:
Twitter’ın 2018
İlk 6 Aylık Raporu (1 Ocak-30 Haziran):
Başvuru Şekli
|
Başvuru Sayısı
|
Tedbir
Uygulanan Başvurular (Engelleme/Çıkarma)
|
Kullanıcı Başvuruları
|
244.004
|
27.112
|
Şikâyet Mercii
Başvuruları (Özdenetim)
|
20.754
|
1533
|
Toplam
|
264.758
|
28.645
|
Yukarıdaki toplam
başvuru içinde en yüksek (10bin üzeri) miktar:
§ 77.499 başvuru halkı kışkırtma;
§ 69.414 başvuru hakaret;
§ 14.911 başvuru karalama;
§ 11.569 başvuru alenî bir şekilde suça teşvik;
§ 10.031 başvuru ise dini topluluklar gibi gruplar aleyhine
küfür
olarak kayıtlara girmiştir.
Twitter’ın 2018
İkinci 6 Aylık Raporu (1 Temmuz-31 Aralık):
Başvuru Şekli
|
Başvuru Sayısı
|
Tedbir
Uygulanan Başvurular (Engelleme/Çıkarma)
|
Kullanıcı
Başvuruları
|
236.322
|
22.004
|
Şikâyet Mercii
Başvuruları (Özdenetim)
|
20.140
|
1.161
|
Toplam
|
256.462
|
23.165
|
Yukarıdaki toplam
başvuru içinde en yüksek (10bin üzeri) miktar:
§ 74.279 başvuru hakaret;
§ 65.707 başvuru halkı kışkırtma;
§ 16.092 başvuru karalama;
§ 12.531 başvuru alenî bir şekilde suça teşvik;
§ 10.785 başvuru iftira;
§ 10.304 başvuru ise tehdit
olarak kayıtlara girmiştir.
Twitter’ın 2019
İlk 6 Aylık Raporu (1 Ocak-30 Haziran):
Başvuru Şekli
|
Başvuru Sayısı
|
Tedbir
Uygulanan Başvurular (Engelleme/Çıkarma)
|
Kullanıcı
Başvuruları
|
477.088
|
44.752
|
Şikâyet Mercii
Başvuruları (Özdenetim)
|
26.376
|
1.950
|
Toplam
|
503.464
|
46.702
|
Yukarıdaki toplam
başvuru içinde en yüksek (10bin üzeri) miktar:
§ 153.779 başvuru halkı kışkırtma;
§ 134.232 başvuru hakaret;
§ 39.698 başvuru karalama;
§ 19.107 başvuru alenî bir şekilde suça teşvik;
§ 22.152 başvuru iftira;
§ 20.849 başvuru dini topluluklar gibi gruplar aleyhine küfür;
§ 16.779 (9.197+7.582) başvuru anayasa aykırı işaret kullanmak
veya propaganda araçlarını paylaşmak;
§ 16.529 başvuru tehdit
olarak kayıtlara girmiştir.
Twitter’ın 2019
İkinci 6 Aylık Raporu (1 Temmuz-31 Aralık):
Başvuru Şekli
|
Başvuru Sayısı
|
Tedbir
Uygulanan Başvurular (Engelleme/Çıkarma)
|
Kullanıcı
Başvuruları
|
798.161
|
134.007
|
Şikâyet Mercii
Başvuruları (Özdenetim)
|
45.366
|
3.164
|
Toplam
|
843.527
|
137.171
|
Yukarıdaki toplam
başvuru içinde en yüksek (10bin üzeri) miktar:
§ 262.343 başvuru halkı kışkırtma;
§ 163.495 başvuru hakaret;
§ 132.754 başvuru alenî bir şekilde suça teşvik;
§ 42.180 başvuru karalama;
§ 36.698 başvuru iftira;
§ 32.399 başvuru suçu ödüllendirme veya tasdik;
§ 29.547 başvuru tehdit
§ 21.064 (12.009+9.055) başvuru anayasa aykırı işaret kullanmak
veya propaganda araçlarını paylaşmak;
§ 20.849 başvuru dini topluluklar gibi gruplar aleyhine küfür;
olarak kayıtlara girmiştir.
III. SOSYAL AĞ (Türkiye’de Sosyal Medya) OLARAK ADLANDIRILAN TEŞEBBÜSLER
Alman BGH (Yargıtay Muadili) 23
Haziran 2020 tarihli kararı:
Bu teşebbüslerin piyasaya yönelik
iki yüzü var:
1)
Platform Özelliği:
Bireysel kullanıcılara sunulan, bu kişilerin kendi sosyal ilişkilerinde
yararlandığı bir ağ.
2)
Ticari Teşebbüs
Özelliği: Dijital reklam yoluyla gelir elde etmek. Bu da ücretsiz kullanan
kişilerin verileri analiz edilerek dijital reklam yönlendirmeleri sağlamak. Örneğin resmî
verilere göre Facebook’un cirosu 2004’te sadece 400.000 Dolar iken 2018
yılı cirosu ise 55 milyar Doları aşmış olup, bunun da %99’u reklam geliridir.
2019 yılı cirosu ise yaklaşık 70 milyar USD’dir (69,655milyar).
v SOSYAL AĞ/PLATFORMLAR NE İSTİYOR:
Ø
Sınırsız ve sorumsuz
bir şekilde platformları kullandırmak ve böylece verilerimizi alarak bunların pazarlandığı
(pazarlama objesi olduğumuz) ve nihayetinde dijital reklamla gelir elde
edildiği bir dünya.
Ø
Bu işin de iki yönü
var:
§
1) Ticarî yönü
(Gelir);
§
2) İstihbarat yönü
(bilgi toplama, toplumsal olayları / seçimleri vs. yönlendirme)
Ø Devletler ne yapıyor?
§
Yasal düzenlemeler
§
Kurumlar/Kurullar: 1)
Rekabet (Kartel) otoriteleri; 2) BTK gibi, 3) Reklam Kurulları/Denetimi gibi
§
Öz denetimin güçlendirilmesi
IV. TEKLİFİN ALMAN SİSTEMİ İLE KARŞILAŞTIRMASI
ALMAN SİSTEMİ
v TEMEL ESASLARI
Ø
Sosyal Ağ işleten
platformlara hukuki ve mali sorumluluk getirilmiştir. Esasen tüm iş yükü ve
sorumluluk platform işletenlerin üzerinedir.
§
Tahminen 10 platform
bu kapsamdadır.
§
Yükümlülüklerini yerine
getirmek için maliyet yükü -tahminen- 10 platform için yıllık 28 milyon Euro’dur.
§
Alt yapı kurma,
sürekli eğitim ve alan bilgisi sahibi uzmanların istihdam edildiği bir sistem
oluşturulmuştur.
Ø
Şeffaf bir sistem
getirilmiştir.
§
Vatandaşın haklarının
nasıl korunacağı, nasıl korunduğu dahil olmak üzere platformlar şeffaf olmak
zorundadır.
Ø
Devletin yoğun bir
şekilde denetimi ve gözetimi vardır.
§
Devlet, denetim ve
gözetim yetkisini kullanıyor. İhlâl durumunda ise 5 milyon Euro’ya kadar para
cezası verebiliyor ve tekrarında ise cezanın 10 kata kadar (50milyon Euro) arttırılması
mümkündür. Böylece platform işleten şirketlerin şikâyetler konusundaki hassasiyeti
en üst düzeyde tutulması ve denetimlerinin de en titiz şekilde yapılması
sağlanıyor.
Ø
Yasaklanan hususlara
ilişkin etkili bir mücadele benimsenmiştir.
§
Yasaklar özellikle
Alman Ceza Kanuna atıf yapılarak katalog suçlar sayılmıştır.
§
Açık ihlâl halinde mümkünse
“derhal” düzeltme ama her halükârda 24 saat içinde tedbirler
(engelleme/çıkarma) alınmak zorunluluğu vardır.
§
Cezai müeyyideler
caydırıcı niteliktedir.
v SİSTEMİN ÇALIŞMA USULÜ
Ø
Sisteme, internet
üzerinden kolayca ulaşılabilir olma, internet üzerinden şikâyet kolaylığı ve
haklı bir durumda içerik çıkarma, erişim engellemede garantisi verilmiştir.
§
Hızlı bir çözüm: Kural
olarak açık ihlâl halinde derhal ve en geç 24 saat içinde çözümdür. İstisnai
durumlar ayrıca düzenlenmiştir.
§
Kamu denetimi (§3/5)
ve aylık olarak şirketlerin kendi iç denetimi (§3/4) ayrı ayrı düzenlenmiştir.
·
Kamu Denetimi ve
Gözetimi
1)
Adalet Bakanlığı
bünyesinde özel bir birim kuruluyor.
Yaklaşık 40 mevki ihdas ediliyor. Burada çalışacak kişilerin devlete yıllık
toplam maliyeti (tahminen): yaklaşık 4milyon Euro.
2)
Ayrıntılı bir Raporlama
sistemi benimsenmiş. Ayrıca bu Raporlar anonimleştirilerek platform işleticisi
şirketin kendi internet sayfasında yayımlama yükümlülüğü getirilmiştir.
3)
Şirket nezdinde GÖZETİM: Adalet Bakanlığı bünyesindeki özel bir birimin, sosyal
ağların etkili ve şeffaf bir süreç içinde kullanıcıların taleplerini karşılayıp
karşılamadığı konusunda devamlı gözetim görevi bulunuyor.
·
Müeyyideler:
1)
İdari para cezaları
öngörülmüştür.
2)
Tebligatları kabule
tam yetkili bir temsilci atanması zorunludur. Burada unutulmaması gereken
husus, AB içinde şirketler açısından hizmetin serbest dolaşımı ve yerleşim
serbestisi olmasıdır. Bu serbestiler sebebiyle AB sınırları içinde şirketler
hiçbir sınırlamaya tabi olmadan hizmetin serbest dolaşımından yararlanır.
Bundan dolayı AB sınırları içinde olmakla birlikte Almanya’da merkezi olmayan
bu şirketler için Alman Sosyal Ağ Kanunu (NetzDG) açık bir şekilde yetkili bir
temsilci zorunluluğu getirmiştir.
3)
Alman Sosyal Ağ Kanunu
(NetzDG), yetkili temsilci dışından ikinci bir kişinin de irtibat elemanı
olarak atanmasını zorunlu kılmıştır. Böylece kolluk veya adli makamlarca talep
halinde istenilen bilgileri vermeye yetkili olan bir irtibat elemanı açıkça
yetkilendirilmesi zorunluluktur.
v İŞLEYEN BİR SİSTEMİN ORGANİZASYONU VE MALİ SORUMLULUĞU
Ø
Şikâyetlere ilişkin işleyen
bir sistemi sağlayacak tüm alt yapının kurulması platform işleten şirketlerin
sorumluluğundadır.
Ø
Platform işleten
şirketler, düzenli olarak 6 ayda bir olmak üzere takip eden bir aylık süre
içinde ayrıntılı raporlama yükümlülükleri bulunmaktadır.
Ø
Anonimleştirilmiş
raporların şeffaf bir şekilde kendi internet sayfasında yayımlaması gereklidir.
Ø
Alanında bilgi sahibi
uzman olan ve yeterli sayıda istihdamın oluşturulması da şirketlerin
sorumluluğundadır. Yukarıdaki Twitter Raporlarında da görüldüğü üzere 2019
yılında 70 kişinin üzerinde sadece şikâyetlere bakan ve işin alan bilgi sahibi
elemanlardan/uzmanlardan oluşan bir çalışma grubu faaliyet yürütmektedir. Daha
büyük bir yaygınlığı olan Facebook ise güvenlik hizmetleri için toplam 35.000
kişi istihdam ediyor ve bunun 15.000 kişisi sadece içerik denetlemekle görevli.
Bunun dışında içerik denetiminde platform işleten şirketler yapay zekadan da
istifade etmektedirler.
Ø
Görevlendirilen
kişileri başlangıç ve devamında 6 ayda bir olmak üzere düzenli eğitim almaları
ve kendilerini bilgi ve hukuki yönden güncelleyebilmeleri de sosyal ağ/platform
işleten şirketlerin sorumluluğundadır.
Ø
Alman kanunun
gerekçesinde, ortalama bir hesaplamaya göre, bu işlerin mali külfeti toplam 10
şirket için 28 milyon Euro civarındadır.
V. YENİ TEKLİF HAKKINDA KISACA DEĞERLENDİRME
Alman modeli esas alındığı
anlaşılmaktadır. Her iki sistem karşılaştırıldığında platform işleten
şirketlerin Alman kanuni düzenlemesi karşısında daha gevşek bir teklif ile
karşı karşıya kaldıkları, alt yapının kurulması, sistemin işlemesi ve şikâyet
denetimi açısından daha disiplinli olan Alman sistemine nazaran yeni teklifin
daha yüzeysel olacağı kanaatindeyiz.
Mevcut teklifin ana hatları ile 5
açıdan eleştirilebilir ve düzeltilmesi de gerektiği kanaatindeyiz.
v 1. ELEŞTİRİ
Ø
Alman Sosyal Ağ
(Platform) Kanunu’ndaki tanım ve istisnalar TBMM’ye sunulan kanun teklifinde
tam olarak yansıtılamamıştır. Bunların başında platform işletenlerin gelir
elde etme amacının olmasıdır. İkinci ise istisna tutulan
gazetecilik-editoryal faaliyeti yürüten platformlardır. Zira bunların
sorumlulukları vardır. Basın özgürlüğünün korunması açısından da istisna
olmasının önemli bir husus olduğu kanaatindeyiz. Aynı şekilde bireysel iletişim
amacıyla kullanılan veya spesifik içeriğin yayılmasını sağlayan platformlar da istisna
kapsamındadır.
Ø
5651 sayılı Kanun’a da
uygun bir şekilde “(s) Sosyal ağ sağlayıcı:…” tanımının yeniden gözden
geçirilmesi gerektiği kanaatindeyiz.
v 2. ELEŞTİRİ
Ø
Almanya niye sadece tebligat
için yetkili temsilci ve ayrıca irtibat elemanı arıyor?
§
Yukarıda açıklandığı
üzere bunun sebebi AB hukukundaki hizmetin serbest dolaşımı ve yerleşim
serbestisidir. TBMM’ye sunulan Gerekçe’ye ve teklif metnine bakıldığında bu
noktanın atlanıldığı kanaatindeyim. Almanya için ticaret ve vergi hukukundan
kaynaklanan hiçbir sorun yok. Buna rağmen dijital vergi için AB bünyesinde her
ülkede ayrıca bir vergi alınması çalışmaları yürütülüyor.
Ø
Türk hukuku
açısından nasıl bir temsil?
§
Türkiye, Gümrük
Birliğine dahil olup, ancak AB üyesi değildir.
§
Almanya ile
Türkiye’nin farkı dikkate alındığında platform işleten şirketlerin öncelikle
yürürlükteki 6102 s. Türk Ticaret Kanunu gereğince de sorumlu oldukları
temsilciyi atamaları öncelik olmalıdır. Dolayısıyla TTK m. 40 dikkate alınarak
ilgili hüküm yeniden düzenlenmelidir.
TTK m. 40/(1)’e göre her
tacir, ticari işletmenin açıldığı günden
itibaren on beş gün içinde, ticari işletmesini ve seçtiği ticaret unvanını,
işletme merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline tescil ve ilan ettirir. Aynı
maddenin 4. fıkra hükmüne göre de merkezleri Türkiye dışında bulunan ticari
işletmelerin/şirketlerin Türkiye’deki şubeleri, kendi ülkelerinin kanunlarının
ticaret unvanına ilişkin hükümleri saklı kalmak şartıyla, yerli ticari
işletmeler gibi tescil olunur. Bu şubeler için yerleşim yeri Türkiye’de bulunan
tam yetkili bir ticari temsilci atanır. Ticari işletmenin birden
çok şubesi varsa, ilk şubenin tescilinden sonra açılacak şubeler yerli ticari
işletmelerin şubeleri gibi tescil olunur. Bu hükümle yabancı şirketlerin
Türkiye’de hangi yasal sınırlar içinde ve hangi yolla ticari faaliyetlerini
yürütecekleri açıkça ortaya konulmaktadır.
§ Yeni teklifimiz: MADDE 6’daki aşağıdaki şekilde metin
içinde düzeltme yapılması gerektiği kanaatindeyiz:
“...bu Kanun kapsamındaki
diğer yükümlülüklerin yerine getirilmesini temin için ve 6102 sayılı Türk
Ticaret Kanunu 40 ıncı maddenin 4 üncü fıkrasındaki düzenlemeye de uygun olarak
yetkili en az bir kişiyi Türkiye’de temsilci olarak belirler ve Türk Ticaret
Kanununa uygun olarak tescil ve ilân yapıldıktan sonra ayrıca bu kişinin….”
v 3. ELEŞTİRİ
Ø Alman sistemine nazaran Türk sisteminde, sistemin alt yapısı
ve işleyişine yönelik açık hükümler bulunmamaktadır.
§
Muhtemelen tüm
bunlar, diğer bir ifade ile raporlama şekli, sistemin işleyişi, alan bilgisi
sahibi uzman ekiplerin kurulması gibi hususlar yönetmelikle düzenlenecek.
Teklif m. 6/10 hükmüne göre bunun mümkün olduğu kanaatindeyiz. Ancak
hazırlanacak yönetmelik veya tebliğinin dikkatlice hazırlanması gereklidir.
v 4. ELEŞTİRİ
Ø Sistemin devletin kurumları tarafından denetimi ve gözetimi
yönünden Alman sistemine nazaran Türk sistemi daha zayıftır.
§
Almanya’da Adalet
Bakanlığı bünyesinde 40 mevki ihdas edilerek özel bir birim (Daire) kurulmuş;
dolayısıyla bireylerin başvurusu üzerine sosyal ağ/platform tarafından verilen
kararlar etkili bir şekilde denetlenmekte; ayrıca yetki verilen başka birimde
etkili ve devamlı bir şekilde gözetim görevini ifa etmekte.
§
Türk hukukunda
ise yetki doğrudan BTK Başkanına verilmiştir. Bunun dışında hiçbir yeni kadro
ihdas edilmemiştir. Dolayısıyla BTK’nın alan bilgisi (ceza hukuk, medeni hukuk:
kişilik hakları, özel hayat ve en önemlisi de anayasa hukuku ve insan hakları)
sahibi yeterli uzman sorunu yaşamaması için gerekli hazırlıklara bir an önce başlaması
gereklidir.
v 5. ELEŞTİRİ
Ø Sosyal ağ/platformlar karışında bireysel kullanıcılar
açısından Almanlar ile Türklerin durumunu şöyle karşı?
§
Alman
başvurduğunda şeffaf, ulaşılabilir, etkili, hızlı (derhal) ve en geç 24 saat
içinde sonuca ulaşacağından emindir. Devlet bu konuyu devamlı surette platform
işleten şirket nezdinde takip etmektedir.
§
Türk başvurduğunda
ise alt yapı yetersiz olacağından dolayı şeffaflık ne ölçüde sağlanacağı,
platform işleten şirketlere ulaşımın kolaylıkla olup olamayacağı, sistemin etkili
olup olmayacağı, en hızlı bir sonuç için ancak 48 saat içinde olabileceği, şablonlarla
red alınması halinde denetimin etkili olup olmayacağı belirsizdir. Bunun
yanında şikâyetlerin reddi halinde BTK’nın bunları ne kadar süre içinde yeniden
inceleyebileceği ve denetleyerek kararı bireysel başvurucuya göndereceği aynı
şekilde belirsizdir. Normal standart süreçte bireysel kullanıcıların, etkili
bir sistem olmadığı durumda BTK kararına karşı idari yargıya müracaatı
gerekecektir. İdari yargının da ortalama bir yıl sürmektedir. Dolayısıyla platform
işleten şirketler düzgün çalışmadığı ve BTK tarafından da etkili ve hızlı bir
denetim sağlanamadığı durumda bireysel şikâyetçilerin sonuç alması zor
olacaktır.
* Bilkent
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi (hpinar@bilkent.edu.tr, ORCID: 0000-0002-3864-3736).
[1] (NTV): 29 Haziran 2020 tarihli önemli bir
haber duyurulmuştur: Almanya’da dijital ağ / platform üzerinden çocuk pornosunu
piyasaya süren veya bunların sahibi olan tahminen 30 bin şüpheli hakkında
soruşturma yürütülmektedir.
[2] 24.4.2018 tarihli Der Spiegel
dergisi haberi için bkz. (https://www.spiegel.de/netzwelt/web/facebook-loescht-hunderttausende-extremistische-beitraege-a-1204411.html,
erişim: 26.7.2020).
[3] 01.09.2017 tarihli “Sosyal Ağlardaki
Müeyyidelerin Daha İyi Uygulanmasına Yönelik Kanun” olarak çıkarılan ve kısaca
“Sosyal Ağ Kanunu”, “Sosyal Platforma Kanunu”, “Facebook-Kanunu” gibi
adlandırılan ve resmi kısaltması olan NetzDG, 01.10.2017 tarihinde yürürlüğe
girmiştir. Ancak platform işleten şirketlerin gerekli alt yapı hazırlıkları
yapmaları için 3 ay süre tanınması için hukuka aykırılığın çıkarılmasına
ilişkin olan §3 hükmü 01.01.2018 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Aynı şekilde
raporlamanın da 2018’in ilk 6 aylık sürecin sonunda başlanacağı da geçici
maddede ayrıca düzenlenmiştir. Bu Kanun hakkında ayrıntılı bilgi için bkz.
KENT, Bülent: Alman Hukukunda Sosyal Ağların Düzenlenmesi ve Alman Sosyal Ağ
Kanunu, Bilişim Hukuku Dergisi (2020/1), s. 8 vd.
[4] Bkz. PINAR, Hamdi: Sosyal Medyanın
Denetimi ve Alman Sosyal Ağlarda Hak Talepleri ve Müeyyideler Kanunu 2018, (http://hamdipinar.blogspot.com/2018/04/,
erişim: 26.7.2020).
[5] Sosyal Ağ (Platform) Kanunu (NetzDG)
Gerekçesi, s. 2. Tam metin için bkz. (http://dipbt.bundestag.de/dip21/btd/18/123/1812356.pdf,
erişim: 26.7.2020).