8 Nisan 2013 Pazartesi

İNGİLTERE'YE VİZESİZ YERLEŞİM HAKKI (Yerleşim Serbestisi, Niederlassungsfreiheit, freedom of establishment):

Yerleşim Serbestisi (freedom of establishment, Niederlassungsfreiheit)

Haklı olmak yetmez, hakka sahip çıkmak da gerekir. Bir ayakkabıcı kadar olamayan Türk Dışişleri ve AB'nin Türkiye Bakanlığı sizlere duyurulur. Üç maymunu nereye kadar oynacaksınız?. http://www.sabah.com.tr/Ekonomi/2013/04/06/boyaci-ali-vizeyi-deldi

Bu konuya ilişkin daha önce yazdığımız Radikal Gazetesi (13 Ekim 2007'de çıkan yazımdan alıntılar)* çıkan yazımınızdan özeti aşağıda okuyabilirsiniz

AB ülkeleri ve Türk vatandaşlarının vize muafiyeti

Yerleşim serbestisi 
Yerleşim serbestisi işletmeyle ilgili veya mesleki bir faaliyetin devamlı olarak üye devlet vatandaşı veya şirketi (firması) tarafından millî devlet dışında diğer bir üye devlette yerleşerek bu üye devletin vatandaşlarıyla aynı şartlar altında yapılması halinde gerçekleşir. ABAD bir kararında, yerleşim yeri serbestisinin her türlü serbest mesleğin icrasını, işletmelerin kurulmasını ve idaresini ve yavru şirketin, şubenin veya acentenin kuruluşunu kapsayacağını belirtmiştir.


Savaş Kararı
ABAD'ın 11 Mayıs 2000 tarihli 'Savaş' kararı, topluluk ve Türkiye arasında yerleşim serbestisi ve hizmetlerin serbest dolaşımı alanındaki düzenlemelere ilişkindir. 22 Aralık 1984 tarihinde bir aylık vize ile Savaş çifti İngiltere'ye ziyaretçi olarak gitmiş ve daha sonra izinsiz bir şekilde değişik alanlarda ticaretle uğraşmışlardır. Yetkili makamlar 1994 yılında Savaş çiftinin sınır dışı edilmesini kararlaştırmıştır. Çünkü İngiliz kanunlarına göre bir yabancı, ancak kesintisiz ve yasal olarak 10 yıl ikamet ediyorsa veya yasal olmasa bile kesintisiz 14 yıl İngiltere'de yaşamışsa süresiz oturma izni alabilir.


İlk kez bu davayla Topluluk ve Türkiye arasında imzalanan ve 1 Ocak 1973 tarihinde yürürlüğe giren Katma Protokol m. 41'in doğrudan etkisi ABAD tarafından kabul edilmiştir. Bu maddeye göre, taraflar, aralarında, yerleşim serbestisi ve hizmetin serbest dolaşımına ilişkin yeni kısıtlamalar getirmeyeceklerdir. Bunun sonucu olarak üye devletler, Katma Protokol'ün yürürlük tarihinden önce geçerli olan ve yerleşim serbestisi ve hizmetlerin serbest dolaşıma ilişkin ulusal hukuklarındaki şartlardan daha ağır ve kısıtlayıcı yeni şartları, Türk vatandaşlarına karşı uygulanamayacak, yani Türkler açısından lehe olan hükümler dikkate alınacaktır (Stillhalteklausel). 


'Tüm ve Darı' kararı
20 Eylül 2007 tarihli bu kararla ATAD, yukarıda anlatılan 'Savaş' kararındaki hususlar dışında Türk vatandaşlarının lehine hayatî öneme sahip bir görüş benimsemiştir. Zira davaya konu olayda iki Türk vatandaşından biri Veli Tüm 2001 yılında Almanya'dan İngiltere'ye, Mehmet Darı ise 1998 yılında Fransa'dan İngiltere'ye geçmiş ve sığınma başvurusunda bulunmuşlardır. Uzun bir süreçten sonra başvuruları mahkemelerce de reddedilen Türk vatandaşları, bunun üzerine Katma Protokol m. 41'in kendilerine uygulanmasını talep etmişlerdir. Bunun üzerine temyiz aşamasının en son merciî olan House of Lords bu konunun açıklığa kavuşturulması için ATAD'a başvurmuştur. 

ABAD kararına göre, Katma Protokol m. 41/1 hükmü gereği kabul edilen lehe olan hükümlerin uygulanması (Stillhalteklausel) ilk girişte de dikkate alınmak zorundadır. Bir diğer ifade ile Katma Protokol'ün yürürlüğe girdiği tarihte AB üyesi olan bir ülke Türk vatandaşları için vize alma şartı aramıyor ama daha sonra vize şartı getirmiş olsa bile, artık bu ağır ve kısıtlacıyı kurallar Türk vatandaşlarının yerleşim yeri serbestisi ve hizmetin serbest dolaşımında dikkate alınmayacaktır. 

*Yazının tamamı için bkz. http://hamdipinar.blogspot.com/2011/02/vizesiz-avrupa-radikal-13-ekim-2007.html



4 Nisan 2013 Perşembe

Şirketler Hukuku Ders Notları-Güncellenmiş-Nisan 2013

Sevgili Arkadaşlar,

"Şirketler Hukuku Ders Notları"mızın Başlangıç, Adi Şirket, Genel Hükümler, Birleşme, Bölünme ve Tür Değiştirme ile Anonim Şirketlerin Genel Kurulunun sonuna kadar olan kısımlar güncellenmiştir.  Ders notlarına önceki link sorunlu olduğu için yeni link üzerinden ulaşabilirsiniz.  Ayrıca güncelleme ve düzeltmelerde katkılarınızı bekler, tüm öğrenci arkadaşlarıma başarılar dilerim.

Hamdi PINAR

http://speedy.sh/TYfAR/Hamdi-PINAR-1-Sirketler-Hukuku-Baslang-c-Adi-Sirket-Genel-Hukumler-Birlesme-Bolunme-ve-Tur-Degistirme-2013.pdf

http://speedy.sh/RbkWU/Hamdi-PINAR-3-Sirketler-Hukuku-Kollektif-ve-Kommandit-Sirketler-2013.pdf

http://speedy.sh/7m8yt/Hamdi-PINAR-4-Anonim-Sirketler-Giris-Yap-ve-Genel-Kurul-2013.pdf

İLAÇ SEKTÖRÜNDE HÂKİM DURUMUN KÖTÜYE KULLANILMASI


n
AstraZeneca/Komisyon kararı
n      AB Komisyonu (2005)
q     AZ, ülser için olan ilacın “Losec” satıcısı.
q     2005’de AB Komisyonu, iki sefer hakim durumun kötüye kullanılması sebebiyle para cezası vermişti:
n      İlkinde AZ, bazı üye ülkelerde söz konusu ilaçtaki patent süresinin “tamamlayıcı sertifika” yolu ile uzatılmasına ilişkin aldatıcı bilgi verildiğini ve böylece jenerik ilaç üreticilerinin pazardan uzak tutulduğunu,
n      İkincide ise, bazı ülkelerde kapsül şeklindeki Losec ilacının ruhsatından vazgeçerek bu ülkelerde hem jenerik ilaçların üretimini engellemek veya geciktirmek, hem de bu ülkelere yapılabilecek paralel ithalatın önüne geçmek amaçlanmıştır.
n      ABAD (6.12.2012):
q     AZ, ilaç pazarındaki tekelini mümkün olan en uzun şekilde tutmak için patent memurlarını ve mahkemeleri kasıtlı olarak aldatmak istediğinden hâkim durumunu kötüye kullanmıştır,
q     Objektif meşru bir sebep olmaksızın ve paralel ithalatı engellemek için AB hukukunca tanınan münhasır hakkın sona ermesinden sonra ruhsat hakkından vazgeçmenin hâkim durumu kötüye kullanma olduğuna karar vermiştir.

Not: Yukarıdaki notlar Ankara Üni. Hukuk Fakültesinde yapılan toplantıda "Rekabet Uygulamasında Fikri Mülkiyet Hakları" konulu sunumumdan bir alt konu. ABAD'ın yeni kararı, uygulamada yol göstermesi açısından çok önemli bir karardır.